15 Haziran 2013 Cumartesi

BURAK YILMAZ - Yeni Kral





BURAK YILMAZ - Yeni Kral




15.07.1985 Antalya doğumlu Burak Yılmaz, 1.89m boyunda. Milli forvet Galatasaray forması giyiyor.

2010-2011 sezonunda Trabzonspor formasıyla 30 maçta 19 gol, 2 asistle oynayan Burak Yılmaz, 2011-2012 sezonunda ise istatistik olarak zirve yaptı. Yine Trabzonspor formasıyla 35 resmi maçta 34 gol atıp, 9 asist yaparak müthiş bir performans ortaya koydu. 'Gol Kralı' oldu.

2012-2013 sezonunda Galatasaray'a transfer olan Burak, 43 resmi maçta 34 gol, 9 asistle oynadı. Bu gollerin 24 tanesini Süper Lig'de, 8'ini Şampiyonlar Ligi'nde, 2'sini ise Milli Takım'da kaydetti. Süper Lig'de üst üste 2. kez 'Gol Kralı' olmayı başardı. Ş.Ligi'nde, Galatasaray Real Madrid'e elenene kadar gol krallığında zirvedeydi.

Birkaç sene öncesine kadar özellikle kanatta oynayan Burak Yılmaz, Trabzonspor’da Şenol Güneş sayesinde gole daha yakın oynamaya başladı ve yeni görevini çok iyi yaptı. Son 3 sezonu haricinde forvet olarak oynamamış bir oyuncu için gösterdiği performans müthiş. Burak, 1985 doğumlu bir isim. Belli bir yaştan sonra oynamaya başladığı yeni mevkisine bu kadar çabuk adapte olması ve oynamaya başlar başlamaz ligin en çok gol atan oyuncusu haline gelmesi, hem ne kadar yetenekli bir futbolcu olduğunun, hem de yıllardır aslında yanlış mevkide oynatıldığının göstergesi. Çok daha uzun süre forvette oynamış olsaydı, şimdi performansı ne durumda olurdu, futbolcu olarak ve gol atma hususunda kendini daha ne kadar geliştirebilirdi tahmin etmek zor. Sadece 3 sezonda ulaştığı nokta takdire şayan.

Gelelim Burak Yılmaz’la ilgili eleştirilere. Daha GS'a transfer olmadan futbol ulemaları Burak Yılmaz'ı yerden yere vurmaya başladılar. Transfer olduktan sonra ise bu eleştiriler daha da arttı. 'Burak Galatasaray’da oynayamaz.' eleştirisine yenileri eklendi. 'Burak üst düzey bir futbolcu değil', 'Şampiyonlar Ligi'nde gol atamaz', 'Süper Lig golcüsü', 'Tüm takım ona çalışıyor diye bu kadar çok gol atabiliyor', 'Şans eseri gol kralı oldu'... Burak GS forması giymeyi başladı ve gollerini atmaya kaldığı yerden devam etti, ama eleştiriler bir türlü bitmek bilmedi. 'Bencil bir futbolcu', 'Adam eksiltemiyor', 'Çalım atamıyor', 'Çok gol kaçırıyor'...

GALATASARAY’ın 2010-2011 sezonunda ligde 8. olmuş takımından kadroda neredeyse kimse kalmadı ve son 2 sene üst üste şampiyon olan kadrosu birçok transferle baştan kuruldu. Burak'ın daha Galatasaray'daki ilk sezonunda hem ligde, hem de ŞL’nde gol krallığında zirveye oynaması, Trabzonspor’da yaptıklarının "şans eseri" olmadığının, şans bulduğunda ne kadar başarılı olabileceğinin göstergesi.

'Kafayla gol atamaz' denildi. Bu sene attığı gollerin çoğu kafayla. 'Sağ ayaklı bir futbolcu, solunu kullanamaz' denildi. Sağ ayağıyla attığı gol kadar, sol ayakla attığı gol var. Plase, aşırtma, frikik, uzaktan şut, fırsatçılık... Ne ararsan var Burak'ta. Belki hiçbirinde mükemmel değil, ama hiçbirinde kötü de değil. Giderek geliştiriyor kendini. Spora çocuk yaşlarda 'koşucu' olarak başlamasının avantajı büyük. Hızını kullanarak açık alanda rakiplerine üstünlük sağlayabiliyor. Tekniği üst düzey değil, ama "kazma" sınıfında olmadığı da ortada. Cluj deplasmanında rakibine attığı feykle onu ekarte ederek attığı gol buna iyi bir örnek. Her golcü çok teknik olacak, veya gollerini 2-3 kişiyi çalımlayarak atacak diye bir kural yok. Ama kendini bu konuda daha da geliştirmesi gerektiği de bir gerçek. Bire bir pozisyonlarda rakip savunma oyuncularını daha fazla zorlamalı, daha rahat adam geçebilmeli.

Burak'ın başka bir avantajı daha var. Didier Drogba…

Didier Drogba’nın ne kadar üst düzey bir futbolcu olduğunu söylemeye gerek yok. Yarım sezonda fizik olarak tam hazır hale gelemedi, kendisinden beklenilen seviyeye ulaşamadı. Burak gibi sürekli kendini geliştiren bir oyuncu için Drogba mükemmel bir örnek. Drogba, 2013-2014 sezonuna çok daha hazır halde girecek. Burak’ta Drogba'nın yanında kendini geliştirmeye devam ederse, daha tehlikeli bir forvet haline gelecek. Tabi Sneijder'in de yeni sezonda daha etkili oynayacağını, Selçuk'la birlikte forvet oyuncuları için bulunmaz bir nimet haline dönüşeceğini de unutmamak gerekli.

Yabancı oyuncu kontenjanındaki problem ortadayken, Burak Yılmaz gibi kaliteli yerli oyuncuları kaybetmenin takım içerisinde ne kadar ciddi bir problem yaratacağını da hesaplayarak "Burak'ı satalım" demekte fayda var. Yabancı oyuncu kontenjanı iddia edildiği gibi düşürülürse; takımlar ellerindeki kaliteli yerli oyuncuları bırakın böyle kolay kaybetmeyi, başka kaliteli yerli oyuncuları da kadroya katmak zorunda kalacaklar. Piyasada çok fazla kaliteli yerli oyuncu yok. Olanların da değeri; muadili olan, hatta çok daha kaliteli yabancı oyunculardan kat kat daha pahalı. Birçok takım; ya iyi yerli oyuncusunu kaybetmek istemiyor, ya da daha çok para koparabilmek için kendini naza çekiyor. Takımlar sahaya ilk 11'de sürecek 5 kaliteli yerli oyuncu bulmakta bile zorlanabiliyorlar. Oynayan yerli oyuncuların hepsi de çok iyi oynadığı için forma şansı bulmuyorlar. Yerlerine oynatacak daha kaliteli başka yerli futbolcular bulunamadığı için zorunluluktan oynuyorlar. Çoğu yerli futbolcu da, yetenekli veya kaliteli olmasına rağmen istikrarlı değil. GS’da oynayabilecek kalitede yerli oyuncu az. Diyelim Burak Yılmaz satıldı. Yerine kaliteli yerli forvet kim alınacak? Mevlüt Erdinç? Cenk Tosun? Eren Derdiyok? Burak'ın seviyesinde, veya transfer edilirse kısa sürede Burak'ın yerini doldurabilecek kalitede yerli bir forvet oyuncusu var mı? 'Burak’ı satalım' demek kolay. Zor olan onun yerini doldurabilmek. Piyasada Burak’ın yerini doldurabilecek yabancı kaliteli forvet bile çok değil. Burak’ı satıp, yerine C.Ronaldo’yu, Cavani’yi, Hulk’u, Falcao’yu transfer etme hayalinde olanlar daha gerçekçi olmalılar. Dünyanın üst düzey futbol takımları Burak’ın peşindeler. Kendi ülkesinde de değeri daha fazla bilinse iyi olur. Türk futbolunda Burak Yılmaz, Selçuk İnan gibi değerler maalesef çok yok. Herkes Burak'ı sevsin, yada sevmesin, onun başardıklarına saygı duymak zorunda. Burak Yılmaz, 19. şampiyonluğun en büyük mimarlarından biriydi, yeni başarıların da olmaması için hiçbir neden yok.

Galatasaray, Drogba ve Sneijder transferleriyle hedeflerini ortaya koydu. Gerçekten de Avrupa futbolunun en iyi takımlarından biri olmak istiyorsa, elindeki iyi oyuncuları kaybetmemeli. Özellikle de yabancı oyuncu kontenjan sorunu ortadayken, kaliteli 'yerli' futbolcularını.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder